AİHM Hamit Pişkin/Türkiye başvurusunda Hükümete Yöneltilen Sorular

1 Yazılar
1 Üyeler
0 Likes
210 Görüntüleme
hukuksalyardim
(@hukuksalyardim)
Gönderiler: 2279
Illustrious Member Admin
Konu başlatıcı
 
AİHM Hamit Pişkin/Türkiye başvurusunda Hükümete Yöneltilen Sorular

(Hamit Pişkin/Türkiye Başvurusu, Başvuru No:33399/18, Başvuru Tarihi: 06/07/208; Hükümete Bildirim Tarihi: 15/01/2019 https://www.doctrine.fr/d/CEDH/HFCOM/COMMUNICATEDCASES/2019/CEDH001-189936).

OLAYLAR

Ankara Kalkınma Ajansı’nda uzman olarak çalışan başvuranın iş akdi, 667 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin 4 (1) (g) maddesinin "Terör örgütlerine veya Milli Güvenlik Kurulunca Devletin milli güvenliğine karşı faaliyette bulunduğuna karar verilen yapı, oluşum veya gruplara üyeliği, mensubiyeti veya iltisakı yahut bunlarla irtibatı olduğu değerlendirilen" kişilerin işlerine son verilebileceğine ilişkin hükme dayanılarak feshedilmiştir. 

Başvuran, iş mahkemesine dava açmıştır. Davada, gerekçe gösterilmeden işten çıkarıldığını, FETÖ/PDY ile bir bağlantısının olmadığını, işverenin savunma hakkı gibi temel usulü güvencelerin kullanılmasını engellemek için KHK hükmüne dayandığını, subjektif biçimde anılan örgütle ilişkili olduğunun söylenmesinin masumiyet karinesini ihlal ettiğini ileri sürmüştür. Mahkeme, fesih kararının KHK'da belirtilen yetkili organ tarafından alındığı gerekçesiyle davayı reddetmiştir. Başvuran, gerekçesiz olduğu, KHK uyarınca işten çıkarılmasının itibarına zarar verdiğini ve keyfi olduğunu, mahkûmiyet hükmünün yokluğunda bir terör örgütüyle irtibatının olduğunun belirtilmesinin masumiyet karinesine aykırı olduğunu belirterek istinaf talebinde bulunmuş ama karar onanmıştır. Temyizde de karar onanmış ve dava kesinleşmiştir.

Başvuran, bireysel başvuruda bulunmuştur. Bu kapsamda, iş akdinin geçerli neden olmaksızın 677  sayılı KHK'ya dayanılarak feshedilmesinin kanunsuz ceza olmaz ilkesini ihlal ettiğini, bu tedbirin şahsi ve ailevi hayatı üzerinde olumsuz ve kalıcı etki yaptığını belirtmiştir. Ayrıca, adil bir yargılama yapılmadığını, savunması alınmaksızın ve bir soruşturma yürütülmeksizin işten çıkarıldığını söylemiştir. Başvuran, kendisine yöneltilen suçlamalardan haberdar edilmediğinden şikâyet etmiştir. Son olarak, kamu görevine bir daha giremeyeceğinden çalışma hakkının ihlal edildiğini ileri sürmüştür.  Anayasa Mahkemesi’ne yaptığı başvuru 10/05/2018 tarihinde adil yargılanma yönünden açıkça dayanaktan yoksun olduğu, çalışma hakkı yönünden ise konu itibariyle bireysel başvurunun kapsamına girmediği (ratione materiae) gerekçesiyle reddedilmiştir.

AİHM’E ŞİKAYETLER

Başvuran, bir terör örgütüyle ilişkili olduğu gerekçesiyle, savunma hakkı verilmeksizin iş akdinin feshedilmesini 3. maddeye aykırı bir muamele oluşturduğundan şikayet etmiştir. 

İkinci olarak, 13. madde ile birlikte 6/1, 2 ve 3 bağlamında, ne iş akdinin feshi ne de yargılama aşamasında silahların eşitliği ve çelişkili yargılama ilkelerine uyulmadığı belirtilmiştir. Fesih aşamasında, ön soruşturma ve savunma hakkı gibi asgari garantiler sağlanmamış, bu eksiklikler mahkeme aşamasında da giderilmemiştir. Mahkeme sadece KHK'ya atıf yapmış fakat feshin haklılığına ilişkin bir gerekçe sunmamıştır. Kendisine bir terör örgütüyle ilişkili olduğu isnadının yöneltilmesi dolayısıyla, fesih tedbirinin dayanağı olan ölçüt ve deliller hakkında hiçbir bilgi verilmemiş ve bu husus çelişmeli biçimde incelenmemiştir.

6/2 maddesine ilişkin olarak ise bir ceza soruşturmasına dayanmaksızın, MGK tarafından belirtilen yapılarla ilişkili olduğundan bahisle işten çıkarılmasının masumiyet karinesine aykırılık taşıdığından şikâyet etmiştir. 

Başvuran, 6/3 (a) maddesi altında kendisine yöneltilen suçlamanın mahiyet ve nedenlerine dair bilgi verilmediğini söylemiştir.

İş akdinin feshi ve feshin asıl nedenlerini öğrenebilme bakımından etkili bir yolun bulunmadığını ileri sürmüştür.

Başvuran, işlendikleri zaman suç olmayan eylemlere dayalı olarak işten çıkarılması nedeniyle 7. maddenin ihlal edildiğinden şikâyet etmiştir.

AİHM TARAFINDAN HÜKÜMETE YÖNELTİLEN SORULAR

AİHM, Hükümet ve başvurandan, iş akdinin ve işten çıkarılmanın tabi olduğu hukuki kurallara dair bilgi istemiş ve aşağıdaki soruların Hükümetçe cevaplanması istenmiştir:

1. Başvuranın 3. madde uyarınca yaptığı ama 8. madde altında incelenen şikayeti bağlamında, KHK’ya dayanılarak işten çıkarılması ve feshin sonuçları itibariyle, Denisov/Ukrayna ([BD], B. No. 76639/11, 25/09/2018, p. 95) kararı doğrultusunda,[1] özel hayata ve aile hayatına saygı hakkı bu başvuruya uygulanabilir mi? Eğer uygulanırsa, bu müdahale, bir yasaya dayanmakta mıdır ve demokratik bir toplumda gerekli midir? 

Ayrıca, ön soruşturma yapılmaması, asgari savunma haklarının tanınmaması ve etkili bir yargısal inceleme yapılmaması dolayısıyla başvuruya konu olayda, keyfi muameleyi önlemeye yeterli teminatlar başvurana sunulmuş mudur (bkz., gerekli uyarlamalarla, Özpınar/Türkiye, B. No. 20999/04, p. 78, 19/10/2010)[2]?

2. 6. maddenin cezai kısmı bu davaya uygulanabilir mi (Matyjek/Polonya (Kabul Edilebilirlik Kararı), B. No. 38184/03, 30/05/2006)?[3] Uygulanıyorsa, başvuran adil bir yargılamadan faydalanmış mıdır; silahların eşitliği ve çelişmeli yargılama ilkelerine uyulmadığı, ilk derece mahkemeleri ve Anayasa Mahkemesinin kararlarını yeterince gerekçelendirilmediği, hakkındaki isnattan haberdar edilmediği yönündeki şikâyetler haklı mıdır? 

3. Somut olayda, masumiyet karinesi ihlal edilmiş midir?

4. Başvuranın asgari usulü güvencelerden faydalandırılmaması, savunma hakkına uyulmaması ve etkili adli kontrol gerçekleştirilmemesi dolayısıyla etkili başvuru hakkı ihlal edilmiş midir?

5. Sözleşme'nin 7. maddesi ihlal edilmiş midir (G.I.E.M. S.R.L. ve Diğerleri/İtalya [BD], B: No. 1828/06, p. 211, 28/06/2018)?[4]

6. Türkiye’nin Sözleşme’yi askıya alması, bu başvuru bakımından geçerli midir?

 

 
Gönderildi : Aralık 15, 2020 12:19 pm
Konu Etiketleri

Cevap yaz

Yazar Adı

Yazar E-postası

Başlık *

 
Ön İzleme 0 Düzeltmeler Kayıtlı
Paylaş: