Hakimin Reddi ile ilgili Uygulanması Gereken Prosedürlerin Uygulanmayarak Adil Yargılanma Hakkının Engellenmesi

1 Yazılar
1 Üyeler
0 Reactions
237 Görüntüleme
(@zeni1977)
Gönderiler: 1
New Member
Konu başlatıcı
 

Devam eden boşanma davamda 31 ocak 2024 tarihli duruşmada  tarafsız olmadığı kanaati oluşturacak şekilde aleyhime işlemler yapıldığı  için hakimin reddi talebinde bulundum. Aynı hakim aynı duruşmada bu talebimi davayı uzatmak amacıyla kötü niyetli yaptığım gerekçesiyle rddetti istinaf yolu açık diyerek , 7 şubat 2024 tarihinde istinaf başvuru dilekçesi hazırladım dosyaya sundum aynı hakim istinaf başvuru değerlendirme kararı vererek bu dilekçemi reddetti. bende istinaf başvuru değerlendirme kararını da istinaf ettim 11 Şubat 2024 tarihinde. Aynı hakim bu dilekçemi 25 nisana kadar bekletti sonra karşı tarafa tebliğ ettirdi karşı taraf cevap vermedi 2,5 ay daha beklendi 15 mayıs da istinaf formu düzenlendi bursa bölge adiliye mahkemesine gitti. Bursa Bölge Adliye Mahkemesinin 31 mayıs 2024 tarihinde gerekçeli istinaf kararı aynen şu şekildedir.   : Hakimin reddi talebinin reddine ilişkin mahkeme kararına karşı yapılan istinaf başvurusunun incelemesi için dairemize gönderilen dosya içindeki tüm belgeler ile dairemiz üyesi tarafından hazırlanan inceleme raporu incelendi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
HMK.'nun 36/1 maddesinde ''Hâkimin tarafsızlığından şüpheyi gerektiren önemli bir sebebin bulunması hâlinde, taraflardan biri hâkimi reddedebileceği gibi hâkim de bizzat çekilebilir.'' düzenlemesi bulunmaktadır.
Davacı - karşı davalı 31.01.2024 tarihli celsede söz alarak, hakimin reddini talep etmiştir. Davacı - karşı davalı bu talebini 27.12.2023 tarihli celsede hakimin kendisine sormuş olduğu sorular ve bu celsedeki tavırları ile kişisel ilişki ile ilgili aleyhine işlemler yapıldığı, hakimin tarafsız olduğunu düşünmediği gerekçelerine dayandırmıştır.
31.01.2024 tarihli celsede yapılan bu hakimin reddi talebi, aynı duruşmada oluşturulan ara karar ile bizzat reddedilen hakim tarafından değerlendirilmiş ve hakimin reddi talebinin HMK.'nun 41. maddesi gereğince geri çevrilmesine karar verilmiştir.
Davacı bu kez 06.02.2024 tarihli dilekçesini sunarak hakimin reddi taleplerini açıklamış olup, bu dilekçenin istinaf dilekçesi şeklinde sunulduğu görülmektedir.
Mahkeme hakimi tarafından 08.02.2024 tarihli ara kararlar ile HMK.'nun 41.maddesi uyarınca verilen geri çevirme kararlarında ancak esas hüküm ile birlikte istinaf yolunun açık olduğundan bahisle istinaf talebinin ve hakimin reddi talebinin reddine şeklinde kararlar kurulduğu görülmektedir.
Davacı 07.03.2024 tarihli dilekçesinde 08.02.2024 tarihli ara karara karşı istinaf yoluna başvurmuştur.
HMK.'nun 41.maddesinde "Hâkimin reddi talebi, aşağıdaki hâllerde kabul edilmeyerek geri çevrilir:
a) Ret talebi süresinde yapılmamışsa.
b) Ret sebebi ve bu sebebe ilişkin inandırıcı delil veya emare gösterilmemişse.
c) Ret talebinin davayı uzatmak amacıyla yapıldığı açıkça anlaşılıyorsa.
(2) Bu hâllerde ret talebi, toplu mahkemelerde reddedilen hâkimin müzakereye katılmasıyla; tek hâkimli mahkemelerde ise reddedilen hâkimin kendisi tarafından geri çevrilir.
(3) İlk derece mahkemesinin bu kararlarına karşı istinaf yoluna, bölge adliye mahkemesi hukuk dairelerinin başkan ve üyeleri hakkındaki kararlarına karşı da temyiz yoluna ancak hükümle birlikte başvurulabilir." düzenlemesi bulunmaktadır.
Reddedilen hakim tarafından yapılan değerlendirmede davacının 31.01.2024 tarihli celsede sözlü ve 06.02.2024 tarihli dilekçe ile yazılı ret talebinin HMK.'nun 41.maddesi kapsamında geri çevrildiği anlaşılmaktadır. Ancak, 08.02.2024 tarihli ara kararda geri çevirmeye ilişkin kanun maddesi yazılmış ise de, somut olayda hakimin reddi talebinin hangi sebeple geri çevrildiği açıklanmamıştır.
HMK.'nun 36.maddesinde hakimin reddi sebepleri ve 38.maddesinde ret usulü gösterilmiş olup, davacının hakimin reddi yoluna başvurduğu,ret talebinin dayandığı sebepler ile delil veya emarelerin gerek duruşmadaki sözlü beyan, gerekse dilekçe içeriğinde açıklanmış olduğu görülmektedir. 31.01.2024 tarihli celsede mahkemece hüküm kurulmadığına göre, ret talebinin davayı uzatma amacıyla yapıldığı kabul edilemez.
Somut olayda ret talebinin HMK.'nun 41.maddesi uyarınca geri çevrilmesi koşulları oluşmamış olup, mahkemece HMK.'nun 38/5 maddesi uyarınca gerekli işlemler yapılıp, dosyanın ret talebi incelenmek üzere HMK.'nun 40.maddesinde yazılı inceleme mercine gönderilmesi gerekir iken, bizzat reddedilen hakim tarafından talebin geri çevrilmesi hatalı olmuştur.
Dairemizce yapılan istinaf incelemesinde, talebin HMK.'nun 41.maddesi kapsamında geri çevrilmesi koşullarının oluşmadığı anlaşılmakla, istinaf isteminin kabulü, reddedilen hakimin 31.01.2024 tarihli celse ara kararının ve 08.02.2024 tarihli ara kararlarının kaldırılması ve 06.02.2024 tarihli ret talebi hakkında hakimin reddi prosedürü uygulanıp gerekli incelemenin ilgili merci tarafından yapılması için dosyanın mahkemesine gönderilmesi gerekmiştir.  Hakimin reddi ile ilgili prosedürler uygulanmadığı gibi çocuğumun velayetiyle ilgili aleyhime işlemler yapılmaya (kişisel ilişkiye muhalefet algısı oluşturulmaya ) devam edildi , yapmış olduğum şikayetler ( hepsi de ilgili kanun ve yönetmeliklere atıfta bulunarak yapılmıştır) nedeniyle akıl sağlığımla ilgili şüpheli durum yaratmaya çalışıldı. Hastane ,  doktor , MMPİ testini ( benimle ve mahkemeyle paylaşmadıkları) raporlayan psikolog ( yeterliliği olup olmadığı ?)  hakkında da  şikayetçi oldum. 3. basamak hastanesine ben kendim sevkedilmeyi istediğim halde, adli hiç bir olaya karışmadığım ve psikiyatrik bir geçmişim olmadığı halde,  önce emniyete sonra savcılığa yazı yazıldı. Polis refakatinde  velayet ve kişisel ilişkiye engel psikolojik rahatsızlığımın olup olmadığı ile ilgili hastaneye gönderilirken üniversite hastanesindeki doktorlarla bile önce bana refakat eden polis memuru görüştü. Sevk evrakları bile tarafıma gösterilmedi . Üniversite hastanesindeki psikiyari doktorları klinik ve ruhsal muayenem olağan yani normal olarak rapor edildi.  Eşimin bulunduğumuz yerde hasta doktor ilişkisi içinde nüfusu fazla. kendimi avukatsız savunuyorum çünkü karşıma çıkan avukatlarda bazıları kötü niyetli bazıları da özen ve dikkat yükümlülüğüne aykırı davrandıkları için yollarımı ayırdım. Mahkeme istinaf mahkemesinin kararını bu zamana kadar bekletti. sonra tebligatları incelediğimde 12 temmuz 2024 tarihinde benim dilekçelerimi karşı tarafa  yeniden tebliğ ettirdiğini  gördüm. Daha önce 25 Nisan 2024 tarihinde karşı tarafa tebliğ ettirmiş karşı taraf cevap vermemişti tekrar aynı işlemi yapması doğru mu? ben doğru olmadığını düşünerek dosyaya ihtar içeren dilekçe gönderdim. Hukukçu olmadığım için tam da bilmiyorum nasıl bir yol izlemeliyim?  

 
Gönderildi : Temmuz 18, 2024 11:49 am

Cevap yaz

Yazar Adı

Yazar E-postası

Başlık *

 
Ön İzleme 0 Düzeltmeler Kayıtlı
Paylaş: