Ankesörlü veya sabit telefonlardan ardışık aranma iddiasına dair verilen beraat kararları (7 adet)

1 Yazılar
1 Üyeler
0 Likes
296 Görüntüleme
hukuksalyardim
(@hukuksalyardim)
Gönderiler: 2279
Illustrious Member Admin
Konu başlatıcı
 

Muğla Ağır Ceza Mahkemesi’nin 26.02.2020 tarih, 2019 Esas-2020/53 K. Sayılı kararında, “ Bylock kullanıcısı olmayan, evinde yapılan aramada ve dijital materyallerin incelenmesinde herhangi bir suç unsuruna rastlanmayan, örgüt hiyerarşisi içinde yer aldığına dair tanık beyanı veya başkaca herhangi bir delil bulunmayan sanığın sabit/ardışık arama kaydının 0 saniyelik başka bir deyişle görüşme yapılmamış tek bir aramadan ibaret olması karşısında sanığın “silahlı terör örgütüne üye olma” suçunu işlediğine dair mahkumiyetine yeter her türlü şüpheden uzak, kesin ve inandırıcı delil elde edilememesi nedeniyle” beraat kararı verilmiştir.

Muğla 3. Ağır Ceza Mahkemesinin 08.05.2019 tarih ve 2017/ 359 Esas-2019/96 K. sayılı kararında, “ Sanığın FETÖ/PDY soruşturmaları kapsamında başka asker şahısların da arandığı tespit edilen çeşitli ankesörlü telefon / sabit hat numaralarından TSK mensubu başka asker şahıslarla ardışık olarak 11/09/2014-18-06/2015 tarihleri arasında arandığı sabit ise de, sözkonusu arama içeriklerinin bulunmadığı, bu haliyle içeriği tespit olunamayan HTS aramalarına konu kayıtların örgüt mensupları tarafından gerçekleştirildiği kabul edilse dahi, mahkememizce haklarında etkin pişmanlık hükümleri uygulanan bir çok sanığın alınan beyanlarında örgütle bağlantılarını kopardıktan sonra dahi, örgüt mensuplarının kendilerini ısrarlı bir şekilde sabit hatlardan aramaya devam ettiklerini beyan ettikleri hususu gözetildiğinde,

.. Sanıkla birlikte ardışık olarak aranan ve yine mahkememizce yeminli beyanlarına başvurulan diğer TSK mensubu şahısların ifadelerinde ise, FETÖ/PYD ile irtibatlarının bulunmadığını beyan ettikleri, dosya içersinde sanığın örgütün hiyerarşik yapılanması içersinde yer aldığına ilişkin başkaca herhangi bir tanık anlatımı veya bilgi, belgenin bulunmadığı hususları değerlendirildiğinde sanık hakkındaki Silahlı Terör Örgütüne Üye Olma suçundan dolayı mahkumiyeti gerektiren her türlü şüpheden uzak, kesin ve inandırıcı delillerin mevcut olmaması nedeniyle BERAATİNE” karar verilmiştir.

Adana 13. Ağır Ceza Mahkemesinin 2018/223 Esas-2020/30 sayılı kararına göre“ Sanığın Adana ilinde binbaşı olarak görev yaptığı dönemde adına kayıtlı kullanımında olan 0 533 363… ve adına kayıtlı eşinin kullanımında olduğunu beyan ittiği 0 530 88 … numaralı telefon hattının ankesörlü telefon, bakkal ve büfe gibi işyerlerinde bulunan kontürlü telefonlardan arandığının belirlendiği, bu aramaların başka askerler ile ardışık şekilde gerçekleşip gerçekleşmediğine ilişkin araştırma neticesinde;

Sanığın 28/09/2012 – 30/04/2014 tarihleri arasında 43 kez sabit arandığı, bu ardışık aramalarda görüşme süresi kaydı bulunduğu/bulunmadığı, sanığın yine kendisi gibi asker şahıslardan olan ve aynı suç sebebiyle hakkında soruşturma yapılan Fatih A., Taha M. K ve Kenan Y. isimli şahıslar ile birlikte arandığının tespit edildiği görülmekle;

Bu kapsamda bir asker şahsın örgütün gizlilik ve deşifre olmamak kuralına riayetle örgütün talimatı ile ve örgütsel irtibatı sağlamak maksadıyla kamuya açık ve birbirinden bağımsızmarket, büfe, kırtasiye, lokanta vb. gibi sair işletmelerde bulunan ücret karşılığı kullanılan sabit hat veya ankesörlü hatlar ile mahrem imam tarafından arandığı, her türlü şüpheden uzak, kesin kanaate ulaştıracak somut olgu ve teknik verilerle tespit edilmesi ve yargılama yapan mahkemenin de tam bir vicdani kanaate ulaşması halinde, kişinin örgütle bağlantısını gösteren hukuka uygun delil olacağına kuşku yoktur. Ancak örgüt üyeliği için gerekli olan organik bağı ortaya koyan, sanığın örgütün hiyerarşisine girdiğine, emir talimat aldığına, bunları uyguladığına, kendisini örgüte koşulsuz teslim ettiğine dair çeşitlilik, süreklilik ve yoğunluk içeren, örgüt mahrem imamının gerçekleştirdiği sohbet toplantısına katıldığına, örgüt liderinin ideolojisini benimsemek adına video izleyip kitap okuduğuna, mahrem imamdan emir aldığına, bunları uyguladığına ilişkin savunmalarının aksinin ortaya konulamadığı, sanıktan
Elde edilen dijital materyal içeriklerinde de bir suç unsuruna rastlanmadığı, başka bir deyişle sadece sabit hatlardan aramanın başkaca hukuka uygun kesin ve şüphe sınırlarını aşan somut olgu ve delillerle desteklenmediği sürece, örgüt üyeliği için gerekli kriterleri taşımadığı anlaşılmakla; sanığın atılı suçtan CMK’nın 223/2-e maddesi uyarınca beraatine" karar verilmiştir.

Diyarbakır 5. Ağır Ceza Mahkemesi’nin 2017/943 Esas sayılı dosyasında,

“ Sanığın sabit hatlardan aranmasına karşın; bu görüşmelerde ne konuşulduğu, sanığın örgütsel toplantıya çağrılıp çağrılmadığı, eğer çağrıldı ise, sanığın bu toplantıya katılıp katılmadığı, sanık toplantıya katıldı ise, toplantının örgütsel nitelikte olup olmadığı ve toplantıda neler konuşulduğu tespit edilememiştir” şeklindeki gerekçelerle beraat kararı verilmiştir.

Aydın 3. Ağır Ceza Mahkemesinin 2019/ 160 Esas sayılı dosyasında,

“Sadece asker personel olarak görev yaptığı sırada bir kısım diğer asker personelle birlikte ardışık olarak ticari sabit bir hattan aranmış olmasının süreklilik, yoğunluk ve çeşitlilik arzeden eylemler ve örgüt hiyerarşisine dahil olmayı zorunlu kılan terör örgütü üyeliği suçunun oluşması için yeterli olmayacağının açıkça ortada olması nedeniyle sanığın beraatine” karar verilmiştir.

Diyarbakır 4. Ağır Ceza Mahkemesi 2018/161 esas,2018/192 sayılı kararında;

"Sanığın farklı tarihlerde sabit hatlardan aranmasına karşın, bu görüşmelerde ne konuşulduğu, sanığın örgütsel toplantılara çağırılıp çağrılmadığı, çağrıldı ise sanığın bu toplantılara katılıp katılmadığı, eüer sanık bu toplantılara katıldı ise bu toplantının örgütsel nitelikte olup olmadığı ve toplantılarda neler görüşüldüğü tespit edilememiştir. Sanığın terör örgütünün hiyerarşik yapısı içerisinde faaliyet yürüttüğüne ilişkin herhangi bir bulgu elde edilememiştir. Sanık Bylock gibi herhangi örgütsel nitelikte olan kendi iradesi ile kullanabileceği bir iletişim aracını kullanmamıştır. Dolayısıyla sanığın örgüt mensubu olduğu dğerlendirilen kişilerle ardışık aranması örgüt üyesi olduğunu ispata yeterli örgütsel faaliyetler kapsamında değerlendirilemeyeceği gözetilerek sanığın yüklenen suçu işlediğini kabule elverişli her türlü şüpheden uzak cezalandırmaya yeterli kesin ve inandırıcı delil elde edilemediğinden BERAATİNE.." karar verilmiştir.

Kocaeli2.Ağır Ceza Mahkemesinin 2018/134 Esas, 2018/248 Karar sayılı kararında;

" Örgütün gizli iletişim programı olan münhasıran örgüt üyelerince kullanılan programın sanık tarafından kullanılmadığı, Bank Asyaya destek amaçlı para yatırmadığı, FETÖ terör örgütüne üye olmak suçundan işlem yapılan bir çok kişinin arandığı sabit hatlardan sanığın aranmasının örgüt üyesi olduğuna, örgütle organik bağ kurarak, sürekli ve çeşitli yoğunluk gerektiren eylemlerde bulunduğuna, örgütün kuruluş amaçlarını faaliyet ve eylemlerini benimseyerek gönüllü olarak örgüt hiyerarşisine dahil olmayı tercih ettiğine dair savunmasının aksini ispatlayan yeterli açık ve kesin delil elde edilemediğinden sanığın isnat edilen suçtan beraatine" hükmedilmiştir.

 
Gönderildi : Nisan 1, 2021 8:10 pm
Konu Etiketleri

Cevap yaz

Yazar Adı

Yazar E-postası

Başlık *

İzin verilen maksimum dosya boyutu 1MB

 
Ön İzleme 0 Düzeltmeler Kayıtlı
Paylaş: